SUBAŞI VE SUBAŞI İLKOKULU GÖÇ MÜZESİ

Subaşı, ismini Osmanlılar döneminde zaman zaman burada konaklayan subaşı askerlerinden aldığı söylenen Altınova`nın şirin bir beldesidir. 1935 yılında Madrova`dan göç eden vatandaşlar tarafından kurulmuş, zamanla gelişip büyüyen yerleşim yeri 1992 yılında belediye statüsünü kazanmıştır. Göç öncesi Madrova`da genelde tütün üretimi yapılmıştır. Ayrıca sıkı bir askeri idarede söz konusu imiş. 1935 yılında "İsteyen göç edebilir" diye çıkarılan yasa ile 86 hane buradan ayrılmış, geriye sadece 80 hane kalmış.

Madrova tarihte kimi zaman Romanya kimi zaman ise Bulgaristan sınırında kalmıştır. En son bu yer 1940 yılında Bulgaristan`a dahil edilmiştir. Subaşı beldesi de aslında bir yönden Madrova ile aynı kaderi yaşıyor denebilir. Yalova il olana kadar Kocaeli sınırında olan bu belde, Yalova`nın il olması ile Kocaeli`den ayrılmıştır. Bu beldenin dikkatimi çeken özelliklerinden bir tanesi de eğitim seviyesi yüksek vatandaşların burada çok olmasıdır. Henüz tadına bakma fırsatım olmasa da kivisi ile meşhur bir belde olmasıdır.

1958`lerden sonra meyveciliğe dönüşün yaşandığı bu belde elmacılık, şeftali, erik ve kiraz üretimiyle de adından çok söz ettirmiş. Son dönemlerde ise kivinin yanında üzüm de yetiştirilmeye başlanmıştır.

Bu beldenin herkes tarafından bilinmesi ve ziyaret edilmesini düşündüğüm bir de "Subaşı İlkokulu Göç Müzesi" vardır. Subaşı beldesinin çalışkan ve vizyon sahibi belediye başkanı Volkan Yılmaz ile birlikte ziyaret ettiğim tarih kokan bu müze tüm detayları ile Subaşı Sözlü Tarih Çalışma Grubu yöneticisi ve müze sorumlusu Zeki Gürsu`nun rehberliğinde tanıtıldı. Yurt içi ve yurt dışında gezdiğim müzeler arasında beni oldukça etkileyenlerdendir. 

Zeki Gürsu`nun anlattıkları ile Subaşı İlkokulu Göç Müzesi`ni sizlere kısaca tanıtmaya çalışacağım. Subaşı Merkez Mahallesi Muhtarlığı bünyesinde Subaşı`nın gelenek, görenek, sözlü ve yazılı tarih, etnografi araştırmaları için beldeyi tanıtmak ve sosyal, kültürel çalışmalarda bulunmak amacıyla kurulan Sözlü Tarih Çalışma Grubu`nun emekleri ile bu müze kurulmuştur.

Anlaşmalı göç ile gelen Subaşı beldesi sakinleri geçmiş değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak için ellerinde kalan son malzemeleri sergileme düşüncesi ile bu müzeyi kurmuşlardır.

Erken yaşta vefat eden Erdemir FİDAN adına ailesinin eski Subaşı İlkokulu`nu restore ettirmesi ile mekanına kavuşan bu müzenin bakım onarımı düzenli olarak her yıl Fidan ailesi tarafından yapılmaktadır. Bu müzenin çok ta güzel bir bahçesi var.

Göç ile başlayan yolculukta yaşananlar, köyün kuruluşu, tarım ve iş alanındaki gelişmeler, göç sırasında getirilen her türlü etnografik malzemeler, tarım aletleri, bakraçlar, susaklar, yöresel kıyafetler, gelenek-görenekler ile ilgili malzemeler, bu müzede yer almaktadır.Bu beldede göç ile gelenlerin tarıma kazandırdıkları yenilik, at arabalarının demir tekerlek çerçevesiyle kullanılması ve bir de demir pulluğun getirilmesidir. Dolayısıyla müzede saban, tarım aletleri de oldukça dikkat çekmektedir.

Sergilenen fotoğraflar, çeyiz sandıkları, materyaller Yalova Subaşı Sözlü Tarih Çalışma Grubu yöneticisi sevgili Zeki Gürsu`nun anlatımıyla daha da etkileyici olmakta ve sizleri o yıllara götürmektedir. Her bir çeyiz sandığının farklı öyküsü var. Muhakkak bunları Zeki beyden dinlemenizi tavsiye ederim.

Kocaeli merkeze yaklaşık 35 km. uzaklıktaki bu şirin beldeyi ve müzeyi ziyaret etmek isterseniz halka açık ziyaret günleri Salı, Perşembe ve Pazar günleri saat 13:00-17:00 arasındadır.

Ayrıca böyle bir müzenin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım.

Önümüzdeki hafta başka bir yerde buluşmak dileğiyle...